İspark Yıllık Abonelik Nasıl Alınır?

Bir yazı yazıyom size, tam oğlan dediği gibi “İspark Yıllık Abonelik” olayının nasıl olduğunu anlatıcam. İnşallah sana yardımcı olurum, aklında biraz daha netleşir bu iş. Hazırsan, başlıyoruz!
İspark Yıllık Abonelik, İstanbul’daki park yerlerinde arabayı park etmek için uygulanan bi’ sistemdir. Hem daha ucuzdur, hem de pratik. Yani her gün park parası falan vermek yerine, bir kere abone olursun, bütün yıl boyunca kullanırsın.
Öncelikle, bu abonelik olayını almak için İspark’ın resmi internet sitesine giriyon. Yok bi’ internetin yoksa, üzülme, direk İspark ofislerine gidebilirsin. İnternette arama yaparken “İspark Yıllık Abonelik” yaz, çıkmasın mı? Hadi bakalım, tıklıyon o linke!
Karşına bi’ sayfa çıkacak, orda abonelik başvuru formunu doldurman gerekecek. Bu formda adın, soyadın, TC kimlik numaran gibi bilgileri girmen istenecek. Ayıp olmasın diye bi’ telefon numarası da istenir, ki seni arasınlar falan. Hem o kadar parayı verceksin, bi’ arasınlar arasıra, dost gibi olun değil mi?
Formu doldurduktan sonra başvurunu yaparsın, ama daha bitmedi! İspark hemen o an karar vermez. Bir süre beklemen gerekebilir, çünkü araştırmalar yapıyolarmış senin hakkında. Sonuçlar çıktıktan sonra, İspark sana bir mesaj atacak ya da seni arayacak. “Abonelik kabul edildi, çocuğum!” diyecekler sana.
Artık abone oldun, ama bi’ şey daha var! Parayı vermek lazım. İpark ofisine gidip parayı ödeyebilirsin ya da banka hesabına yatırabilirsin. Neyse, paranın yattığını İspark’a bildiriyon ve işlem tamam!
Şimdi gelelim en güzel kısmına: Abone olduğun zaman diliminde, İstanbul’daki İspark otoparklarını özgürce kullanabilirsin. Arabanı park edip çıkabilirsin, park ettiğin süreye göre para düşmez, çünkü sen zaten abonesin! Hem de abone olduğun süre boyunca sınırsız park hakkın var. Ne güzel değil mi?
Eğer abonelik süren bitince yenilemek istersen, yine aynı işlemleri yapman gerekecek. Ama bu sefer daha hızlı olabilir, çünkü artık eski abonesin. Onlar seni tanıyor, bi’ telefon açıp “Yenileme yapar mısın?” derler, sen de “Yaparım, canım